 |
Ayıplı mal aldığımızda neler yapmalıyız? |
Ayıplı mal nedir? Ayıplı mal aldığımızda ne yapmalıyız? Ayıplı malda tüketici hakları nelerdir? Ayıplı mal nereye şikayet edilir? Ayıplı mal seçimlik hakları nelerdir? Ayıplı mal iade süresi 2022? Ayıplı mal için tüketici hakem heyeti başvurusu yapılır mı? gibi bir çok sorunun cevabını yazımızda bulabilirsiniz.
Ayıplı mal tüketici hakları alanında şikayet oranı yüksek bir alana sahiptir.
Tüketiciler olarak hemen
her alanda bir şeylere ihtiyaç duyarız ve bu ihtiyaçların giderilmesi için
sınırsız arzularımızı ve sınırlı imkânlarımızı harmanlayarak bizim için makul
ölçülerde olan ürünler alırız.
Bilinçli bir şekilde
tercih ederek satın aldığımız ürünleri türüne ve kullanım alanına göre uzunca
bir süre sorun çıkmadan kullanmayı; bu ürünlerden mümkün olan en yüksek faydayı
sağlamayı isteriz. Çok da makul ve haklı bir istek bu. Kim istemez ki?
Ancak üzülerek belirtmek
istiyorum ki satın alınan her ürün kusursuz veya sorunsuz bir ömre sahip
olamıyor. Yaşadığı ve yaşattığı sorunlar ile sahibinin canını sıkabiliyor.
Kimi
zaman hatalı bir kullanım sonrası zarar gören hatta ömrünün sonuna gelen bir
ürün kimi zaman da üretimi aşamasında yapılan bir hata ya da kullanılan
malzemenin kalitesizliği nedeniyle sorun çıkarabiliyor. Bu yüzden ticari satışlarda ayıplı mallar ile karşı karşıya kalabiliyoruz.
Bu yazımızda üretim aşaması ile ilgili ortaya çıkan sorunları 6502
Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu merkeze koyarak ''tüketici hukukunda ayıplı mal'' çerçevesi içinde değerlendirmeye çalışacağız.
Mal ya da Ürün Nedir?
Ticari satışlara konu olabilen ürün ya da ürünler, 6502 sayılı kanunun
‘’Tanımlar’’ bölümünde ‘’mal’’ kavramı olarak ‘’Alışverişe konu olan; taşınır
eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda
kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri
maddi mallar’’ şeklinde tanımlanmıştır.
Tanımda da görüldüğü üzere
Kanun, alışverişe konu olabilen her türlü ürünü mal kavramına dâhil ederek yelpazeyi
olabildiğince geniş tutmuştur. İsmi tüketicinin korunması olan
bir yasal düzenlemeden de sınırlı ve kısıtlı bir ürün grubuna hitap etmesi
beklenemezdi.
Şimdi gelelim konuyu biraz
daha detaylandırmaya.
Bu kadar kapsayıcı bir
tanımla düzenlenen malların sorun çıkarması halinde neler oluyor, kanun bize ne
gibi haklar getirirken ne gibi sorumluluklar yüklüyor?
Merak ettiğinizi biliyorum
ve daha fazla uzatmadan meseleye giriyoruz.
Haydi başlayalım.
Ayıplı Mal Nedir?
Ayıplı mal tüketici hakları alanında önemli bir yer tutmaktadır.
Kullanımı esnasında sorun
çıkaran, arıza veren hatta beklentimizi karşılamayan bir ürün ayıplı olarak
kabul edilmektedir.
Yasal düzenleme olan 6502 Sayılı Kanun'da ayıplı mal tanımına bakarsak "ayıplı mal,
tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele
uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri
taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olanı; ambalajında, etiketinde, tanıtma
ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer
alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından
bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan;
muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak
beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik
eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.’’ şeklinde bir
düzenleme ile karşı karşıya kalıyoruz.
Bu düzenleme ayıplı malın tanımını oldukça geniş tutmaktadır. Bu tanım sayesinde ''ayıplı mallar nelerdir? ya da ''hangi ürünler ayıplı mal sayılır?'' gibi soruların cevabına kolayca ulaşıyoruz.
Ayıplı mal bir araba, cep telefonu, bilgisayar, klima olabileceği gibi bir mobilya ürün grubu da olabilir.
Yapılan tanımı ayıplı mal örnekleri ile açıklamaya çalışalım.
Bir malın ayıplı
sayılabilmesi için kullanıma bağlı olmayan bir arıza vermesi gayet
öngörülebilir iken kanun maddesinde bir malın kendisinden beklenen faydayı
sağlamaması bile ayıplı olarak nitelendirilmesi için yeterli görülmüştür.
Beklenen makul faydayı sağlamama aklınıza takılabilir. Ne demek beklenen makul fayda?
Elimizde güzel bir örnek var aslında. Gelişen teknoloji ile dizi/film
platformlarının elektronik cihazlara entegre edilmesi gayet yaygınlaşan bir
yenilik. Biz de bu özelliğe sahip olduğu söylenen bir televizyon aldık ve
kurulumu yapıldı. Ancak kısa süre içerisinde söz konusu özellikten yararlanamaz
olduk. Ekranda ‘’Bir hata ile karşılaştık.’’ yazısı. Çok
can sıkıcı bir durum değil mi? Alın size beklenen faydanın sağlanmaması. ;)
Kanun tanımını yine
örneklerle irdelemeye devam edelim. Taraflarca kararlaştırılan modele uygun
olmama hali de bir ayıp nedenidir. Mesela siz mağazadan 5 çekmeceli bir komodin
almak için anlaşma sağladınız ve ödemeyi de yaptınız. Firma teslimat esnasında
size 4 çekmeceli bir ürün getirdi ve gerekçe olarak da ‘’anlaştığımız
model şu an elimizde yok, üretimi yapılmıyor’’ gibi gerekçeler sundu. Böyle bir durumda ne yapacağız?
Hemen cevaplayalım.
Sipariş edilmeyen farklı gelen o ürünü kabul
etmeme, iade etme hakkımız var. Evet, bu bize verilmiş bir hak! Kanuni bir
hak!
Çünkü satıcı anlaşılan
ürünü satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmek zorunda.
Tabi kanun ismi her ne kadar tüketicinin korunması olsa da satıcının
sorumluluğunu ortadan kaldıran bir takım istisnalara da yer vermiştir.
Tüketici Hukukunda Satıcının Sorumluluğunu Kaldıran İstisnalar
Satıcı, kendisinden
kaynaklanmayan reklam yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve
haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini veya yapılan açıklamanın
içeriğinin satış sözleşmesinin akdi anında düzeltilmiş olduğunu veya satış
sözleşmesi kurulma kararının bu açıklama ile nedensellik bağı içinde olmadığını
ispatladığı takdirde açıklamanın içeriği ile bağlı olmaz.
Ancak bu istisnalar da
bile belli bir şarta bağlanmış: Bu istisnaları ispatlamak. Ve öyle kuru kuru
bir iki söz ile değil. Yazılı bir evraka dayandırması gerekmektedir.
Yine ispatlama hususu
üzerinden devam edelim, zira önemli bir düzenleme var. Şimdi önümüzde iki
senaryomuz olsun.
Senaryo 1:
Ayıplı Mal İçin İlk 6 (Altı) Ay Esası
Bir çamaşır makinesi
aldınız. Ürün size teslim edildi ve kullanmaya başladınız. Üç ay boyunca her
şey çok iyi giderken bir anda olanlar oldu ve ürün beklenmedik ve öngörülmeyen
bir arıza verdi. Yüksek sesle çalışmaya başladı. Nerede o ilk günkü uslu,
sessiz makine. Peki şimdi ne olacak?
Elbette firmaya giderim
diyeceksiniz. Doğrusu da bu zaten. Burada gerekli olan şey firma karşısına
haklarımızı bilerek çıkmak ve elimizi güçlendirmek.
Yaşanan arıza için Kanuna
bakmakta fayda var bilinç ile tüketen tüketiciler.
6502 Sayılı Kanun
maddesinde "Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan
ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. ..." diyor. Yani
yukarıdaki örneğe göre ilk altı ayda meydana gelen bu öngörülmeyen arıza kanuna
göre teslim anında var olan bir arıza. “Tabii bu bir karine.” Yani aksini ispat
etmek mümkün. Bu nedenle satıcı taraf ürünün satış esnasında ayıplı olmadığının
savunmasını yapma hak ve ispat etme yükümlülüğüne sahip.
Senaryo 2:
Teşhir Üründe Ayıp/Arıza Meydana Gelmesi
Gelin şimdi başka bir
açıdan bu çamaşır makinesi alışverişine bakalım. Mağazaya gittiniz. Sergilenen
bir ürün var mağazanın ortasında. Teşhir (tanıtım) ürünü. Firma size gerekli
bilgilendirme ve uyarıları yaptı. Firma mevcut teşhir ürünü makinenin normalden
biraz daha sesli çalıştığının ve fiyatının da bu sebeple uygun tutulduğunun
bilgilendirmesini size yaptı. Siz de tüm bunları değerlendirip karar verip
ürünü uygun bir fiyata satın aldınız. Ve aldıktan üç ay sonra çamaşır makinesinden çıkan ses günden daha da gürültülü bir hal aldı.
Bu senaryoya göre yine
yukarıda belirtilen şekilde teslim esnasında ayıp var mıdır?
Kanun “YOK”
diyor. Çünkü ses arızası firma tarafından satış esnasında tüketiciye
bildirildiği için ses arızalarından ötürü ürünün teslim anında ayıplı olduğu
söylenemiyor değerli tüketiciler.
Ancak firmanın bahsettiği
arızalardan, sorunlardan farklı bir arıza; mesela çamaşır makinesinin su
sızdırması gibi bir arıza oluşması durumunda tüketici kanunun sunmuş olduğu
haklara sahip olabiliyor. Bu gibi durumlarda ''teşhir ürünün iadesi'' konusu gündeme gelebilecektir.
Tüketicilerin Ayıplı Mal Karşısındaki Hakları Nelerdir?
Ayıplı mal aldığımızda neler yapmalıyız? sorusunun
cevabı aslında sahip olduğumuz yasal hakları bilmek ve kullanmaktır.
Ayıplı mal seçimlik haklar veriyor tüketiciye.
Tüketicilerin ayıplı mal satılması durumunda hangi haklara sahip olduğuna değinelim. Elimizdeki ürünün ayıplı olduğunu anladık.
Tüketici olarak satıcıdan;
• Ayıplı mal nedeniyle ödediğimiz paramızı iade
isteyebiliriz.
• Ayıplı mal nedeniyle ürün bedelinde indirim
isteyebiliriz.
• Ayıplı mal nedeniyle ücretsiz onarım
isteyebiliriz.
• Ayıplı mal nedeniyle ürünün yenisi ile
değişimini isteyebiliriz.
Ayıplı mal için seçimlik hakların kullanılması durumunda satıcı, tüketicinin tercih
ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Ayıplı malın iadesi de görüldüğü gibi tanınan haklardan biridir.
Ayıplı Mal Değişim Süresi Nedir?
Ayıplı mal nedeniyle ücretsiz onarım veya malın
yenisi ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin
satıcıya yöneltilmesinden itibaren en fazla 30 iş günü,
konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise 60 iş günü içinde
yerine getirilmesi zorunludur.
Satıcı İade Edilen Ayıplı Ürünün Ücretini Ne Kadar Zamanda Ödemek Zorundadır?
Tüketicinin ayıplı mal nedeniyle sözleşmeden
dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş
olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı satıcı tarafından derhâl tüketiciye iade
edilir.
Ayıplı mala ilişkin seçimlik hakların
kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar (nakliye, kurulum vb.),
satıcı tarafından karşılanır.
Tüketici bu seçimlik
haklarından biri ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca
tazminat da talep edebilir. Borçlar Kanunu da ayıplı mal sorununun çözümüne katkı sağlayan bir işlev görüyor. Ayıplı mal nedeniyle uğranılan zarar için tazminat hakkının da saklı tutulduğu tespit edilmektedir.
Ayıplı Mal İle İlgili Nereye Başvurulur? Ayıplı Mal Nereye Şikayet Edilir?
Satıcı tarafından ayıplı mal için tanınan bu seçimlik haklar yerine getirilmediği takdirde devreye tüketici hakem heyeti girmektedir. Ayıplı mal nedeniyle tüketici hakem heyetine başvuru için ayıplı mal için tüketici hakem heyetine başvuru dilekçesi örneğine buradan ulaşabilirsiniz.
Yukarıda açıklananlara dikkatle bakıldığında tüketiciler tarafından sorulacak ''ayıplı mal aldığımızda ne yapmalıyız? sorusunun yanıtını görmüş oluyoruz. Muhatabımız satıcı, üretici veya ithalatçı olmak üzere ayıplı mal için seçimlik hak taleplerinde bulunma gücüne sahibiz.
Ayıplı Mal İade Süresi İçin Zamanaşımı Etkeni
Ayıplı malda zamanaşımı süresi bulunmaktadır.
Kanunlarda veya taraflar
arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı maldan
sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim
tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımına tabidir. Sorumluluk süresi konut veya
tatil amaçlı taşınmaz mallarda taşınmazın teslim tarihinden itibaren 5
yıldır.
Bu düzenlemeye göre ''Ayıplı mal kaç günde iade edilir? Ayıplı mal kaç gün içinde satıcıya ihbar edilir? ya da Ayıplı ürün için tüketicinin bildirim süresi kaç gündür?'' sorularının cevabı olarak zamanaşımı sürelerinin sınır olduğunu ve bu sürelere uyarak dürüstlük kuralı çerçevesinde ayıp ortaya çıktıktan sonra en kısa sürede satıcıya müracaat edilmesi gerektiğini söyleyebiliriz.
Ayıplı mal için Tüketici Hakem Heyetine başvuru süresinin tespitinde belirtilen zamanaşımı süreleri dikkate alınarak başvuru yapılması gerektiğini de ayrıca belirtmekte fayda var.
Ayıp, ağır kusur ya da
hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz. Gizli
ayıbı da bir örnek ile açıklayalım. Mesela sıfır model olduğu söylenen bir
aracın mevcut boyasının üzerine bir daha boya yapılarak satılması ve bu durumun
satış esnasında tüketiciden gizli tutulması. Gizlenmiş bir ayıp.
Tüm yazıyı bir sonuca
bağlayacak olursak, kanunda ayıplı mal tanımının geniş bir şekilde yapılarak
tüketicinin mağduriyet yaşamasının önüne geçilmek istenmiş ve kanunun amacı
olan kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik
çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici önlemlerin alınması sağlanmak
istemiştir. Burada en önemli husus sahip olduğumuz yasal hak ve yükümlülükleri
bilerek hareket etmek kısaca bilinç ile tüketen bir tüketici olmaktır.