İçinde bulunduğumuz 2021 Mart ayı itibariyle her gün açıklanan turkuaz
renkli Covid-19 bilgilendirme tablosunda günlük hasta sayısının 9 binin
üzerinde seyrettiğini görmekteyiz. Bu durum bizi ve çevremizdeki insanları
sağlığımız açısından oldukça tedirgin etmekte…
Öyle ki bahar mevsimine girilmesi ve buna bağlı olarak havaların ciddi
derecede değişkenlik göstermesi nedeniyle neredeyse çoğumuzun başına gelen ve
koronavirüs belirtileri olarak da kabul edilen gribal enfeksiyonları yaşamaktan
hepimiz tereddüt etmekteyiz. Eskiden yani pandemiden önce olsa “nezle ya da
grip oldum”, “ilaçla 1 hafta, ilaçsız 7 günde geçer.” diye üzerine çok düşmeden
geçiştirirdik. Şimdi ise en ufak bir halsizlikte, boğaz ağrısında, ufak çaplı
öksürükte hemen ateşimizi ölçmeye, yoksa Covid mi oldum sorularını kendimize
sormaya başlıyoruz. Yakınlarımızdan “hayır ya bir şeyin yok tabiî ki fazla
evham yapıyorsun” gibi rahatlatıcı sözler duymaya ihtiyaç
duyuyoruz. Bunlar da yetmiyor Covid testi olmak için hastanelere
akın ediyoruz. Adeta Covid ile yatıp Covid ile kalkıyoruz artık.
![]() |
Koronavirüse Karşı Tüketilmesi Gereken Gıdalar |
Aslında insanlık olarak daha önce de
ölümcül pek çok salgın hastalıkla karşı karşıya kalmıştık. Domuz gribi, kuş
gribi gibi… Bu salgın hastalıklar yakın geçmişte şahit olduklarımızın en aşina
olunanlarıdır. Fakat en büyük etkiyi Covid-19 virüsü gösterdi. Her gün
hastalığı iyileştirecek olan aşının bulunduğuna dair haberler televizyonda,
sosyal medyada gösterilmekte ve bu durum bizleri gerçekten fazlasıyla mutlu ve
umutlu etmektedir. Çünkü bu virüsten gerçekten yorulduk ve maskeye yabancı
olduğumuz eski günleri aslında çok değil 1 yıl öncesi gibi bir yaşantı geri
gelsin istiyoruz.
Aşı bulundu haberleri şöyle bir kenarda
dursun. Herkes kendisinin doktorudur sözünden hareketle bu yazımızda yararlı
bir takım bilgiler vereceğiz. Covid-19 salgınının yanında bir de kış mevsiminin
gelmiş olması sağlığımıza gösterdiğimiz özenin iki katına çıkması için yeterli
bir neden. Peki, kışın gelmesi neyi değiştirdi? sorusunu akla getirilebilir.
Cevap basit. Yoğunluğunu her geçen gün misliyle artıran virüs nedeniyle artık herkes
bundan kaçış yok düşüncesini benimsemiş durumda. Ancak bu hastalığı geçirmiş
kişilerin açıklamalarına bakınca insan sağlığı üzerinde gerçekten çok kötü bir
etki ve tahribat bıraktığı aşikar. Bu nedenle kış mevsiminde virüs yayılımının
hızlanacağı açıklamaları bizleri paniğe değil akıllı hareket etmeye yöneltmeli.
Yöneten konumunda olanlar zaten bu
gerçeğin farkında ve bizler için birtakım tedbirler almaya devam ediyor.
İnternete koronavirüs tedbirleri nelerdir diye arattığınızda
karşınıza genelgelerden çıkan sonuçlar dökülüyor: Sigara içme yasağı,
65 yaş üstüne sokağa çıkma yasağı, eğlence mekânlarının kapanış
saatleri bu tedbirlerin en bilinenleri.
Bunlar tek başına yeterli değil elbette.
Bizlerin de birtakım çabalar içine girmesi gerekiyor. Kışın gelmesi ile
birlikte Covid-19 bizleri bulmasın, sevdiklerimizle aramıza mesafeler girmesin
diye sağlıklı ve dengeli beslenmenin ilacı olan gıda ürünlerinin yanında iyi
bir uyku düzenin ne kadar önemli olduğunun vurgusunu yapmak istiyoruz. Formül
belli: koronavirüse iyi gelen yiyecekler, besin öğeleri. Bu, göze
basit ve işe yaramaz gelen tedbirlerin aslında yerine getirildiğinde ne kadar
etkili olduğunu hepimiz gayet iyi biliyoruz. Zira Covid ile yeni tanışmış
olabiliriz ama kış mevsiminin hastalıkları ile ezelden beridir mücadele
içindeyiz.
Bu basit yöntemlere göz atalım. Sizler
için hazırladığımız aslında hepimizin yakından bildiği ve ülkemizde de bolca
bulunan vitamin deposu besinleri ele alalım istedik. Hep birlikte
şimdi onları inceleyelim ve bağışıklığımızı güçlendirmeye yardımcı olalım.
1.Et ve Süt Ürünleri;
Yumurta, Peynir, Tavuk Eti, Balık Eti, Kırmızı Et
D vitamini ve selenyum (bağışıklık
sistemini güçlendirmeye yardımcı) açısından oldukça doygun olan yukarıda saymış
olduğumuz başlıca besinler Covid-19 ile baş etmede olukça etkilidir. Doktorlar
Covid-19’dan korunma yolu olarak D vitamini içeren besinlerin tüketilmesine ve
ayrıca ağız yoluyla vitamin olarak alınması gerektiğine vurgu yapmaktadırlar.
Ve tabiî ki güneş ışığında oldukça fazla D vitamini bulunmaktadır. Yukarıdaki
besinler ise bağışıklığı destekler, astım belirtilerini azaltmaya yardımcı
olur, antioksidan açısından oldukça zengindir. Ayrıca kanser riskini azaltır.
2.Turunçgiller;
Portakal, Greyfurt, Limon, Mandalina
Ülkemiz turunçgiller açısından oldukça
zengin bir coğrafyadır. Yukarıda saymış olduğumuz başlıca besinler mükemmel
birer C vitamini kaynağıdır. Bağışıklık sistemimizi geliştirmeye yardımcı olur
ve enfeksiyonlara karşı beyaz kan hücrelerinin yapımını arttırır. Bağışıklığın
güçlendirilmesi için bolca tüketilmesinde fayda vardır.
3.Baklagiller; Nohut,
Fasulye, Mercimek
E vitamini, demir, magnezyum ve potasyum
sayesinde bağışıklık sistemini koruyucu bir etkiye sahiptir. Haftada en az 2
kez baklagil tüketilmelidir. Kan şekerini düzenleyerek kronik rahatsızlık olan
diyabet hastalarının gönül rahatlığıyla tüketebilecekleri bir besindir. Kansere
karşı koruyucudur.
4.Sarımsak, Zencefil,
Zerdeçal
Sarımsak antibakteriyel
özelliği ile bağışıklığımızı korumamızda oldukça
önemli bir yere sahiptir. Kirli hava ve sigara dumanının vücutta yarattığı kötü
etkilerin ve biriken toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Zencefil/Zerdeçal
boğaz ağrısını ve diğer enfeksiyonel (bulaşıcı) hastalıkları azaltmaya yardımcı
olur. Bağışıklık sistemini güçlendirerek öksürüğü keser.
5.Çinko İçeren; Kabak
Çekirdeği, İç Badem, Ceviz, Fındık
Sayılan ürünler bağışıklık sistemini
güçlendirmenin yanında, kronik yorgunluk, yara iyileşmelerinde hızlandırıcı
etki, cilt sağlığı gibi birçok soruna iyi gelmektedir. Kalp ve damar sağlığı
için oldukça önemlidir. Alzheimera karşı korur ve beyin sağlığını destekler.
Bugün dile getirmiş olduğumuz konu aslında
Covid-19 gibi bir yıkıcı hastalığa karşı özellikle içinde bulunduğumuz kış
döneminde kendimizi elimizden gelen imkânlar ve yöntemler ölçüsünde nasıl
koruyabiliriz? sorusunun cevabını vermeye çalıştığımız bir yazı olsa da, esasen
yazıda geçen bilgiler doktorların her dönemde dile getirdikleri ve bizden
bekledikleri ‘’sağlıklı ve dengeli beslenmek’’ gerekliliğinin bizler için
vazgeçilmez bir gerçek olduğudur.
Son olarak yazımızı bir ‘’bonus’’
ile sonlandırmak istiyorum. Sizlerle soğuk algınlığı riskine karşı annemin bana
yapmış olduğu bir reçeteyi paylaşıyorum. Oldukça basit.
Önce malzemeler
1 çay kaşığı toz zencefil,
1 çay kaşığı toz zerdeçal,
1 çay kaşığı bal,
Yarım limon,
Karabiber.
Yapılışı
Bu malzemeleri bir çay bardağına sırasıyla
ekliyoruz. Güzelce karıştırıyoruz ve artık içime hazır. Bu karışım sayesinde
gönül rahatlığıyla güle güle boğaz ağrısı, güle güle burun akıntısı, güle güle
grip diyebiliriz.
Herkese sağlıklı ve mutlu günler diliyoruz.